Yukarı
83541

15 Yıl Önceki Okan Gerizekalıydı

23 Aralık 2011 10:06

Okan Bayülgen, sezonu bu gece açıyor. Ünlü şovmen, yeni yayın döneminde haftada üç gece Kanal D ekranında olacak. 15 yıldır izleyici karşısına çıkan Bayülgen’e zaman içinde yaşadığı değişimi sordum, “Eskiden yanıma sevişmek için gelirlerdi, şimdi proje üretmeye geliyorlar!” yanıtını aldım.

* Hem çok sevilen hem de öfke duyulan birisiniz. Nasıl bir durumdur bu böyle?

- Bana öfkelenenlerin niye öfkelendiklerini bilmiyorum. Çünkü yüzüme karşı öfkelenen bir adam görmüyorum. Ama adam bana evinde öfkeleniyorsa, bu normaldir. Ben de evimde, televizyon karşısındayken bir sürü adama öfkeleniyorum. Bunu kabul etmek ve sevgi arsızı olmamak lazım.

* Ama sizi seven de çok seviyor...

- Ben hiçbir zaman sempatik çocuk olmak istemedim. Ne mesleki açıdan istedim bunu, ne sevgililerim ne de ailem açısından. Zaten ister miyiz böyle kendi pırtımızı koklayarak günlerin geçip gitmesini? Biraz hareketli ve deli dolu olmalı, değil mi? Dolayısıyla kimse kendisinden bahsedilirken “O iyidir ama orada dursun öyle” denmesini istemez. Aşkla, kavgayla, flörtle yaşamak lazım hayatı.

* Televizyon gibi zemini kaygan bir camiada 15 yıl var olabilmenin yolu nedir?

- Tabii ki bunun mutluluğunu yaşamak bana düşüyor ama “Bunu ben yaptım” diyemem. Çünkü çalıştığım kurumlar, genel yayın yönetmenleri ve basın çok destekledi. Bütün bu destekleri niye yaparlar ki? Sonuçta kimsenin akrabası falan değilim. Ama demek ki sahip çıkmışlar...

* Sadece birilerinin sahip çıkmasıyla alakalı değildir herhalde 15 senedir ekranda olmak?

- Benim hedef kitlem en zor kitle. Çünkü onlar lise 2’deyken başka düşünüyorlar, liseden mezun olurken başka düşünüyorlar, üniversiteye girdiklerinde başka, mezun olurken başka düşünüyorlar. Bu genişlikte bir yaş kitlesine hitap etmeye çalışmak, ancak beraber çalıştığım adamlarla, onların hep genç olmasıyla mümkün oluyor. Ben onları sürekli değiştiriyor değilim. Belli başlı kişilerle 10 seneden beri çalışıyorum. Ama kapıdan giren 18-20 yaş arasındaki her adama da kapım açık! Ki şu anda bakkala gitsem, eve dönerken koltuğunun altında bir CD, bir dosya, bir sosyal sorumluluk projesiyle karşıma çıkan insanlar oluyor. Anlamıyorum, bu adamlar sokağıma gelip “Şimdi kapıdan çıkacak” diye beni mi bekliyorlar? Ama bir adam olarak bu durumdan mutlu olmuyorum. Eskiden “Sevişelim” diye gelenlerin, şimdi sosyal sorumluluk projesi diye gelmesi o kadar da iyi değil aslında!

15 YIL ÖNCEKİ OKAN GERİZEKALIYDI

* Sezona cumartesi günü başlıyorsunuz. Yine haftanın üç günü Kanal D ekranında olacaksınız. Yeni programlarınız da var sanırım...

- Bu sezon “Münazara Kralı” adlı bir programımız olacak. Münazara oyunu şeklinde başlayacak ama aslında medyanın ve siyasetin ihtiyacı olan genç yüzleri tanıtacağız. Şarkı, dans ya da “Adaya gideyim” yarışmaları dışında ciddi olarak kendilerini gösterebilecekler, bunun karşılığında ciddi teklifler de alabilecekler. Bu teklif bir siyasi partiden ya da bir medya organında gelebilir, veya burs verecek, onu kendi bünyesine katmak isteyecek üniversiteler çıkabilir. Adaya gidip birbirimizi öldüreceğimize, bir yarışmada kendi fikirlerimizi ortaya koyarak tartışabiliriz. Bir de “Kral Çıplak” adlı bir program yapıyoruz. Onun amacı da bir sanatçıyı popüler gündemden çocukluğuna kadar uzanarak, daha az dram, daha az skandal ya da skandalsız bir şekilde tanıtabilmek.

* Hayatınız boyunca hep “Kral çıplak” diyebildiniz mi?

- Hayır, her zaman diyemedim tabii. Ama buradaki kral çıplak meselesi, “daha çıplak nasıl konuşabiliriz” meselesi...

* 15 yıldır ekranlarda olup, hâlâ heyecan duyabilir mi insan?

- “Bunca yıldır sevişiyorsun, yatağa girerken bir heyecan oluyor mu” gibi bir soru bu. Ben sadece rezil olmama kaygısı taşıyorum. Hiçbir heyecan duymuyorum.

* Peki 15 yıl önceki Okan nasıl biriydi?

- Gerizekalı! İzlerken bile tahammül edemiyorum. Şimdi bakıyorum da, o günlerdeki özenti konuşmalar yapan adam daha değişmiş. Saçımı tarıyordum, takım elbise giyiyordum. Bunları tamamen bıraktım. Seyircinin karşısına çıkarken kendine özen gösteren insanlara da hayranım. Ben de bunu yaptım ama şimdi mümkünse daha da ev haline geçmek istiyorum. Bu bir tür “Haydi beni bir de böyle kabul edin” derdidir.

GENÇLİK TV’Sİ +18 OLMALI

* Birçok büyük kanal, yeni bir şovmen çıkarmak ya da yeni bir program formatı denemek konusunda tahammülsüz. Kendilerine gelen projeleri “Sen bir TV8’e git orada yap, tutarsa transfer ederiz” diyerek gönderiyorlar. Demek ki Türkiye’de başka kanallara program ve adam yetiştiren bir imalathane var orada. Ve bu imalathane şimdi yeni bir gençlik televizyonu kuracak. Bu televizyon atölyesinin icra kurulunda bir üye, bir danışman olarak bana da bir görev lütfettiler.

“Gençlik televizyonu” aslında tehlikeli bir laf. Çocuklar çocuk televizyonu seyretmekten memnundur. Ama hiçbir genç, genç televizyonu seyretmekten mutlu olmaz. Çünkü hep daha büyük, daha gizemli, daha yasak olanın peşinden gider. Kendini var etme çabası içinde her şeye dudak bükebilen, çok çabuk fikir değiştiren ve izlediği şeyi de çabucak özümseyip çöpe atan adam ve kadınlardan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu gençlik televizyonu aslında “artı 18” olmalı. Yani yarı yarıya yasak bir iş olması lazım. Bu memlekette yarı yarıya yasak bir televizyoncu tipi de benimdir yani. Çok küfür yediğim gibi, popüler kültürün taşlarıyla oynayıp, onlardan yararlanıp, popüler kültüre küfreden ama popüler kültür ikonu Okan!

İSTANBUL’LA HAYATIMDA ÖNEMLİ BİR SAYFA AÇILDI

Eşiniz hamileyken, “Devamlı çocuğundan söz eden bir baba olmayacağım” diyordunuz. İstanbul dünyaya geldikten sonra nasıl bir baba oldunuz?

- Yeni bir şeyi, geç tadıyorum. 18 yaşında baba olmuş biri, bana daha bilge bir adam gibi geliyor. Bir adamı anlamaya çalışırken, “Sen bir de bu işlerin üzerine baba mısın” diyorum. Eskiden önem vermemişim adama. Şimdi bakıyorum, o adamın 18-20 yaşında çocuğu var. Adamın bendeki imajı değişiyor. Dolayısıyla hayatımda çok önemli bir sayfa açıldı. Ama erkeklerin birbirlerine hava atmak için söyledikleri “Baba olduğun anda hissettiklerin seni alacak, götürecek” gibi dramatik şeylerim yok. Erkekler bu süreci biraz salakça yaşıyor. 

Röportaj: Pınar YILMAZERLER



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Yılın Mimar Sinanları

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin oylarıyla belirlenen Yılın Mimar Sinanları Ödülleri, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Gecede Kelebe...

“İğne Deliğinden Bornova” sergisi büyük ilgi gördü

Bornova Belediyesi Hobi ve Beceri Edindirme Kurs Merkezi’nde fotoğrafçılık eğitimi alan kursiyerler sıra dışı bir fotoğraf sergisine imza attı. Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Kültür ve San...


Ruhu genç İzmirliler gösterileriyle büyüledi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Sağlıklı Yaş Alma Alzheimer-Demans Merkezi üyeleri, aylardır aldıkları eğitimlerin ardından sahneye çıktı. Yaşları 55 ile 94 arasında değişen merkez üyeleri, d...

64 sanatçıdan 1 Mayıs çağrısı

64 sanatçı 1 Mayıs'ta kutlamaların tarihi adresi olan Taksim Meydanı'na konulan yasağın kaldırılmasıyla ilgili bir açıklama yayınladı. "Taksim Meydanı 1 Mayıs alanıdır. Hiçbir yasak bu ge...


TRT dizisi setindeki taciz için karar!

Geçen 31 Ağustos’ta TRT’nin Gönül Dağı dizisinin ekibinin arasında iki çalışan arasında yaşanan taciz davası karara bağlandı. Gönül Dağı dizisi setinde saç asistanı Zeynep Çetinkaya'yı ta...

Denizin ‘uzaylılarına’ yakından bakış

Oscar Ödüllü yapımcı ve yönetmen James Cameron imzalı yeni belgesel serisi “Ahtapotların Gizemli Dünyası”nın 22 Nisan Dünya Günü’nde National Geographic WILD’de üç bölümü birden yayımlanm...


ODTÜ'lüler geleneklerine sahip çıkıyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) kayyum rektörü Verşan Kök'ün, 30 yıldan uzun zamandır öğrenci toplulukları tarafından düzenlenen bahar şenliğinin hem süresini kısalttı hem de şen...

Rami Kütüphanesi’nde 23 Nisan coşkusu

İp atlama, çuval yarışı,  müzikli eğlenceler, tiyatro gösterileriyle beraber çocukların mutlu olması için yüz boyaması yapıldı, balon, bayrak, pamuk şeker, macun ve kekler dağıtıldı. Bunu...


BİDEV’den çocuklara 23 Nisan hediyesi

BİDEV, bağımsızlık mücadelemizin sembolü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 104. Kuruluş yıl dönümü ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Eg...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Bade İşcil: Güzelim diye dışlandım

Oyuncu Bade İşcil katıldığı 'Empati' programında güzellik yüzünden yaşadığı sorunları anlattı. Geçen hafta sahilde yürüyüş yaparken karşılaştığı muhabirlerin aşk sorusu karşısında "Yok ki...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sıcak geçen ilkbahar kabusu erken getirdi

Hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesinden dolayı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını bulaştıran keneler doğada erken görülmeye başladı. Uzmanlar keneler konusunda vatandaşı dikkatli olmaya çağırdı...

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR