Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Anayasa değişikliği neden yapılır?

14 Ocak, 2017

    Mustafa Kemal Atatürk bize her zaman “Beni aşın, beni aşın. Bana dönmeyin” dedi. “Kalıplaşmış bütün kuralları, dogmaları yıkın, aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaş uygarlığı yakalayın” dedi.

   “Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırın” dedi. 

   Bu yenilmez komutan Ulusunu savaş alanlarında utkularla taçlandırandır!

   Türkiye Cumhuriyeti Devleti  bir kurallar sistemidir. 
   Bu kurallar sisteminin en önemli parçası da hukuk kurallarıdır. 
   Demokratik Devlet'te, bu kurallar bütününü kapsayan sistemin, özel olarak da hukuk kuralarının önemli özellikleri var: 
   1- Hukuk kuralları, Demokratik Devlet'te sadece kişileri değil, Devlet ve Devlet'in organları ve devlet hizmetinde çalışanları da bağlar.
   2- Demokratik Devlet'te, bu hukuk kurallarının temelinde halk vardır.

   1931’den 2016’ya Türkiye’nin geldiği son noktaya baktığımızda; Mecliste uzlaşmayı beceremeyen güruh demokratik devletin dingilini kırmıştır!

   Yasama organında yaşananların yarattığı pespayelikler bizim de(!) tercihlerimizin birer sonucudur.

   Terörün ve ekonomik krizin üstesinden gelmek için mücadele etmemiz gerekirken, görüntülere bakınca  “rasyonel yönetilen ülke” görüntüsünden giderek uzaklaşıyoruz!

   Dünyaya “güven” mesajı veremiyoruz! 

   Yıllardır süren kutuplaşmalar sistem değişikliği sürecine de bir gerilim bir endişe olarak yansıyor…
Döviz almış başını gidiyor, nefesimiz sıkışıyor, düşündüğümüz şeye bak!

   Sağduyulu ve uzlaşmacı davranışlarla bir “ortak akıl” arayışına girmemiz gerekirken, meğerse Arap’ın derdi kırmızı pabuç-muş!

   Uzlaşma ikliminin düşmanca tavırlara dönüştüğü bir alanda birleştirici bir anayasa ortaya çıkar mı?

   Bir anayasa değişikliği neden yapılır?

   Burada istenen amacı iyi anlamlandırmak gerekir…

   Türkiye örneklerine baktığımız zaman tüm anayasa değişiklikleri süreçlerinde ortada bir sorun, sorunun tanımını yapan siyasal güç ve tüm bu bileşenlerin içinde yer aldığı siyasal bir ortam var.

   Öyleyse dikkat etmemiz gereken konular;

  1. Değişiklik yapmak isteyen güç, ortamın özelliklerini hesaba katıyor mu?
  2. Uzlaşmayı hedefleyerek çözmeye çalışıyor mu?

   Değişikliğin yalnızca ‘kabul edilmiş’ kısmıyla ilgilenmek başarı olarak kabul edilemez!

   Çünkü üzerinde kısmen de olsa uzlaşılamayan bir düzenleme, ayağa düşürülen demokratik meşruiyetin sağlanması açısından yeterli değildir. 

   Yürürlükteki anayasaların değiştirilmesi hem hukuku hem de siyaseti başta olmak üzere diğer toplum bilimlerini ilgilendirir.

   Anayasa değişikliği bazen değişime uyum sağlayabilmek (seçmen yaşının düşürülmesi vb. gibi) bazen edinilen kazanımları, özgürlükleri güvence altına alabilmek (ABD Anayasası’nda yapılan ilk 10 değişiklik gibi), bazen yol göstermek/bilinçlendirmek (1961 Anayasası’nda yapılan sosyal/siyasal hak ve özgürlükler gibi), çoğu zaman sorunlara çözüm üretebilmek için yapılır. Tabii gerekçelerden biri diğerini dışlamıyorsa!

   Burada önemli olan “sorun”un kim tarafından ve nasıl tanımlandığıdır…

   Demokraside hukuk kuralları, vatandaşların uyması için farklı bir güç tarafından yapılmıyor. Herkes için, yine halk-toplum- tarafından doğrudan doğruya ya da temsilcileri aracılığı ile yapılır. 

   İşte Demokratik hukuk ve demokrasi dışı hukuk sistemlerini ayıran temel unsur budur. Bu kurallar bütünü biçiminde oluşan sistemin adı Anayasal sistem olarak benimsenir. Anayasal sistemin temel ve en üstün belgesi de, elbette, Anayasa'dır.

   Türkiye'de 1876, 1909, 1921, 1924,1961 ve 1982 yıllarında hazırlanan yazılı anayasalar uygulana gelmektedir.

   Anayasa, tek bir metinde toplamış olduğu için, yapılışı ve değiştirmesi diğer hukuk kurallarından farklıdır ve oldukça güçtür. Bu değişiklikler, farklı organlar tarafından ve farklı usullerle yapılabilir.

   “Anayasa'nın Üstünlüğü İlkesi” olarak bilinen bir ilke vardır. "Anayasa, kurallar sistemi içinde, diğer kurallardan, özellikle de yasalardan, genel olarak üstündür" denir.

   Ve Anayasa belirli kurallar ve üstünlüğü ilkesinden saptırılmadan, emniyet sibobu kişiselleştirilmeden(!), egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinden saptırılmadan, ulusal bütünlük korunarak dizayn edilmelidir(!)…

   İşte o zaman Atatürk’ün ifade ettiği gibi aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaş uygarlığı yakalarız!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tuvana Türkay hastanelik oldu

Oyuncu Tuvana Türkay hastane odasından fotoğraf paylaşarak takipçilerini sağlıkları konusunda uyardı. 'Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi' adlı dizide oynayan Tuvana Türkay hastaneye kaldırıl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Bilimsel araştırma: Aspirinin kolon kanserini nasıl önlediği belirlendi

Her gün aspirin kullanmanın kolon kanserini önlediği biliniyor ancak nedeni şu ana kadar belirsizdi. Yeni bir çalışma, artık aspirinin kolon kanserine karşı nasıl etki ettiğinin anlaşıldığını ortaya koyuyor. Cancer dergisinde 22 Nisan'da yayınlanan bulgulara göre, aspirinin vücudun kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini artırdığı görülüyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR