Tencere kapak misali…

   İşçinin ekmeğiyle oynayan Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce “Emekçi Dostu Başkan” diye birileri tarafından onore edilmiş. Haberi görünce önce şaşırdım sonra da güldüm. Nedenini anlatayım.

   Çünkü İnce’yi onore eden kişi, adı çok sayıda yolsuzluk şaibesi ile anılan, sendikayı aile çiftliğine çevirdiği iddiaları ile yoğun eleştiriler alan Türk-İş’e bağlı Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul. Şaibe dedimse bir değil onlarca. Google’ye girip “Nihat Yurdakul” diye yazmanız yeterli.

   Bu kişi etrafına topladığı şube başkanlarıyla birlikte önceki gün Güzelbahçe Belediyesini ziyaret etti. Başkanlık makamında çaylar kahveler içildikten sonra, hurra hep birlikte aşağıya Belediyenin giriş kapısına inildi. Kapı önüne gelişi güzel bir kürsü konulduktan sonra o “Sipariş” kıvamındaki yağlı ballı sözler devreye girdi. İşçinin emeğiyle oynadığını sağır sultanın bile duyduğu Mustafa İnce “Emekçi dostu Başkan” olarak takdim edildi.

   Sözü söyleyen kişiye mi, yoksa o sözü kabul eden kişiye mi yanalım bilemedim.

   Ama burada tam da bir “tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş” durumu hasıl olmuş durumda. Çünkü birisinin adı şaibelerle anılıyor, diğeri de seçimler öncesi “Bizim Mustafa” gibi iddialı söylemini kenara itmiş, işçilerin ekmeğiyle oynayan Belediye Başkanı olarak halkın gündeminde olan birisi.

   Durun daha bitmedi. Var mı kuru kuruya öyle çekip gitmek.

   Bu yıkama yağlama seansinin arkasında ne var dersiniz?

   Kocaman bir anlaşma!

   Onu da anlatayım.

   Belediye bünyesindeki taşeron şirkette bulunan yaklaşık 180 işçi daha önce hiçbir sendikaya üye değillerdi, işçiler kısa süre içerisinde tek tek DİSK’e üye olmaya başlamışlardı. İddialara göre işçiler baskı ile DİSK’in elinden alınıp bu sendikaya yani Belediye-İş’e üye olmaya zorlanıyordu. Ve bunda kısmen de olsa başarılı olundu. Süreç içerisinde birçok işçi DİSK’e üye olmaktan vazgeçirildi ve Belediye-İş’in de önü de bir şekilde açılmış oldu.

   İşte böyle bir döneme denk geldi ya da getirildi bu buluşma. Öyle ya, o sendika başkanı yanına 40 şube başkanını alsın taa Güzelbahçe’ye kadar gelsin, senin için uyduruktan da olsa “Emekçi dostu Başkan” desin, sonra da eli boş dönsün. Yok, öyle yağma!

   Peki bu duruma CHP Genel Merkezi ne diyecek, onu da merak etmiyor değilim.

   Şaibelerle anılması bir yana, mesela ülke genelinde hak, hukuk ve adalet arayışına dair hiçbir eylemde ortalıklarda olmayan bir sendikayla iş tutmak ve bunun tam aksine her türlü eylemde CHP’yi yalnız bırakmayan DİSK’e kapıları kapatıp, cephe almak doğru bir davranış mıdır?

   Umarım buna cevap verebilecek bir yönetici çıkar…